O sabah yine aynı senaryo… Karnı ağrımaya başlar, midesi bulanır, gözleri dolar. Okul kelimesi, sanki aranızda görünmez bir duvar örer. Bu, basit bir “okula gitmek istemiyorum” kaprisi değil, çok daha derin bir “okula gidemiyorum” korkusudur. Okul fobisi, çocuğunun elinde olmayan, yoğun bir kaygı durumudur ve bu savaşta onun en büyük müttefiki, en sakin komutanı sen olmalısın.
Bu Bir Kapris Değil, Gerçek Bir Korku: Nedenlerini Anlamak
Bu duvarı yıkmanın ilk adımı, tuğlaların neden yapıldığını anlamaktır. Çocuğunun bu yoğun korkusunun altında genellikle şunlar yatar:
- Ayrılık Kaygısı: Özellikle küçük yaş gruplarında, senden veya evden, yani güvenli limanından ayrılma düşüncesi, onun için dayanılmaz olabilir.
- Sosyal Kaygılar: Okul, sosyal bir sahnedir. Arkadaş edinememe, dışlanma veya akran zorbalığı gibi endişeler, bu sahneye çıkmaktan korkmasına neden olabilir.
- Performans Kaygısı: “Ya başaramazsam?”, “Ya öğretmenim bana kızarsa?” gibi akademik beklentiler, onun omuzlarına taşıyamayacağı bir yük bindirebilir.
- Olumsuz Bir Deneyim: Okulda yaşadığı ve sana anlatamadığı olumsuz bir olay (bir düşme, bir tartışma, bir utanç anı), okulun onun zihninde “tehlikeli bir yer” olarak kodlanmasına yol açabilir.
Sakin Bir Kaptan Olmak: Senin Rolün Ne Olmalı?
Bu fırtınalı denizde, geminin kaptanı sensin. Senin sakinliğin, geminin rotada kalmasını sağlar.
- Duyguyu Onayla, Davranışı Değil: Bu, en kritik dengedir. “Korkacak bir şey yok” demek yerine, onun duygusunu görmeli ve kabul etmelisin. “Okula gitme düşüncesinin karnını ağrıttığını anlıyorum. Bu çok zor bir his olmalı” demek, onun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar. Ancak bu, okula gitmeme davranışını onayladığın anlamına gelmez.
- Sakin ve Kararlı Kalmalısın: Senin kaygın, onun korkusunun yakıtıdır. Ne kadar zor olursa olsun, sakin, net ve kararlı bir duruş sergilemelisin. “Seni anlıyorum ama okula gitmek, senin sorumluluğun ve birlikte bunu başaracağız” mesajını vermelisin.
- Okul ile İş Birliği Yapmalısın: Bu, tek başına kazanacağın bir savaş değil. Öğretmeniyle, okulun rehberlik servisiyle açık bir iletişim kurmalısın. Onlar, senin en büyük takım arkadaşların. Okulda onu neyin tetiklediğini anlamak için onlardan destek istemelisin.
- Evde Kalmayı Cazip Hale Getirmemelisin: Eğer o gün okula gitmiyorsa, bu bir tatil gününe dönüşmemeli. Evde kalmak, tabletle oynanan, televizyon izlenen bir ödül olmamalı. Sakin, biraz sıkıcı ve teknolojik uyaranlardan uzak bir gün geçirmesi, okulun daha cazip bir seçenek olduğunu hatırlamasına yardımcı olur.
Pratik Adımlar: O Kapıdan Girmesini Kolaylaştırmak
- Küçük Adımlarla Başla: Eğer korku çok yoğunsa, hemen tam gün okula gitmesi için baskı yapmamalısın. Belki ilk gün sadece okulun bahçesine kadar gitmekle başlayabilir, ertesi gün sınıfa bir “merhaba” deyip çıkabilir, sonraki gün ise sadece ilk derse katılabilirsiniz. Bu küçük adımlar, onun kontrol hissini yeniden kazanmasını sağlar.
- Okul Sonrası Ritüelleri Yaratmalısın: Okul çıkışında, sadece ikinize ait, keyifli bir rutin oluşturmalısın. Birlikte parka gitmek, sevdiği bir şeyi atıştırmak veya sadece sarılıp sohbet etmek… Bu, okulun sonunun güzel bir şeye bağlandığı mesajını verir.
- Ona Bir “Güven Nesnesi” Vermelisin: Cebine koyacağı küçük bir taş, bileğine takacağın bir ip veya çantasına gizleyeceğin bir aile fotoğrafı… Senden bir parça taşıdığını bilmek, gün içinde kendini yalnız hissettiğinde tutunacağı bir dal olabilir.
Ne Zaman Profesyonel Destek Şart?
Bu yöntemlere rağmen, çocuğunun okul reddi devam ediyorsa ve bu durum hayat kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, profesyonel destek alma zamanı gelmiş demektir.
- Eğer çocuğun haftalarca okula gitmeyi reddediyorsa,
- Sürekli baş ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler gösteriyorsa,
- Sosyal hayatından tamamen çekildiyse,
- Yoğun öfke nöbetleri veya ağlama krizleri yaşıyorsa,
Bu, bir ebeveynlik başarısızlığı değil, çocuğunun yardım çığlığıdır. Bu durumda, okulun rehber öğretmenine, bir çocuk psikoloğuna veya çocuk psikiyatristine başvurmak, ona yapabileceğin en büyük iyiliktir.
Bu, senin ve çocuğunun birlikte aşacağı bir engel. Bu yolda, benzer fırtınalardan geçmiş diğer kaptanların hikayelerini bulabileceğin, pusulanı şaşırdığında bir rota sorabileceğin bir liman olduğunu unutma. annebilir.com'da, bu dalgalı denizde yalnız olmadığını bil.
Okula gitmek istememe geçici bir isteksizlik olabilirken, okul fobisi yoğun fiziksel belirtilerle (mide bulantısı, ağlama, panik hali) kendini gösteren daha derin bir kaygı durumudur. Bu durum, tekrar eden ve çocuğun günlük yaşamını etkileyen bir hal aldıysa, bir uzmandan destek alınması gerekir.
Onun duygusunu küçümsemeden dinlemek, cümlelerini tamamlamadan konuşmasına izin vermek ve açık uçlu sorular sormak (örneğin: “Bugün seni okulda en çok ne zorladı?”) çocuğunun kaygı kaynağını daha net anlamana yardımcı olabilir.
Zorlama, çocuğun kaygısını derinleştirebilir. Bu süreçte temel amaç, okulun güvenli bir yer olduğunu ona göstermek ve korkusuyla başa çıkabileceğine dair güven kazandırmaktır. Küçük ve yapılandırılmış adımlarla ilerlemek genellikle daha etkili olur.
Çocuğun haftalarca okula gitmeyi reddediyorsa, fiziksel şikâyetleri kronikleştiyse, sosyal hayattan çekildiyse veya öfke nöbetleri şiddetlendiyse bir çocuk psikoloğuna ya da rehberlik uzmanına başvurmak en doğru adımdır.